Kızamıktan korunmak için aşı şart
Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. E. Sibel Şan, son günlerde artan kızamık vakalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. E. Sibel Şan, vaka artışının en önemli nedenlerinden birinin son yıllarda artan aşı tereddütleri ve aşı karşıtlığı olduğunu kaydetti.
Tıp uzmanı E. Sibel Şan, şunları söyledi: “Kızamık, kızamık virüsünün neden olduğu akut, döküntülü bir enfeksiyon hastalığıdır. İnsandan insana hava damlacıkları yoluyla yayılır ve oldukça bulaşıcıdır. Son dönemde dünya çapında kızamık vakalarında önemli bir artış yaşanıyor. “Bu durum, hastalığın yayılma potansiyeli ve ciddi komplikasyonları nedeniyle bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendiriliyor.”
Sibel Şan, kızamık vakalarının son günlerde arttığına ilişkin yaptığı açıklamada, bu artışların en önemli sebeplerinden birinin son yıllarda artan aşı tereddütleri ve aşı karşıtlığı olduğunu kaydetti. Kızamığın son derece bulaşıcı bir hastalık olduğunu vurgulayan Uzman Dr. E. Sibel Şan, bu hastalığın enfekte kişiyle temas sonrasında havada asılı kalan damlacıkların solunması yoluyla kolaylıkla yayıldığını belirterek, yakın temas sonrasında da yayılabileceğini vurguladı. Dikkat edilmesi gereken nokta, duyarlı kişilerin yüzde 90’ının kızamığa maruz kaldıktan sonra hastalık geliştirmesidir. Şan, bulaşmanın genellikle döküntünün başlangıcından 5 gün önce başladığını ve döküntünün başlangıcından 4 gün sonrasına kadar devam ettiğini, hastalığın kuluçka süresinin 9-14 gün olduğunu söyledi.
Uzman, halsizlik, ateş, öksürük, burun akıntısı ve genellikle gözlerde kızarıklıkla başlayan prodromal semptomlarla kendini gösteren kızamık hastalığının 3 ila 5 gün sürdüğünü söyledi. Şan, Koplik lekelerinin (ağız içindeki beyaz döküntüler) tanı koymada belirleyici olduğunu ancak bu belirtinin her kızamık vakasında görülmediğini söyledi.
Kızamık hastalığının tanı ve tedavisine ilişkin açıklama yapan Dr. E. Sibel Şan, şunları söyledi: “Kızamıkta ateş düşme eğilimine girdikçe döküntüler ortaya çıkmaya başlar. Döküntü kaşıntılı değildir ve birleşme eğilimindedir. Baştan başlayıp yüze, boyuna, gövdeye ve son olarak kol ve bacaklara yayılır. Kızarıklık bu bölgelere yayıldığında çocuğun ateşi düşer. Klinik iyileşme tipik olarak döküntünün ortaya çıkmasından sonraki 48 saat içinde ortaya çıkar. Üç veya dört gün sonra döküntü kahverengimsi bir hal alır. Ateş, döküntüden yaklaşık 4 gün sonra da devam ediyorsa ikincil bir bakteriyel enfeksiyondan şüphelenilmelidir. Kızamık tanısı klinik semptomlara dayanarak konulabilir. Ancak serolojik testlerle doğrulanması gerekir. Laboratuvar bulguları lökopeni, lenfopeni, nötropeni ve trombositopeni içerebilir. CRP (enfeksiyon parametresi) artabilir.
Yüksek kızamık IGM’si, solunum salgılarında PCR testi ile kızamık virüsünün saptanması veya 4 hafta aralıklarla alınan serum örneğinde IgG antikorlarının düzeyinde 4 kat veya daha fazla artış tanı koydurucudur. Kızamığın spesifik bir tedavisi yoktur. Semptomatik tedavi yapılır. Ateş düşürücüler, bol sıvı alımı ve A vitamini takviyesi yapılmalıdır.Kızamıkçıkta komplikasyonlar sık görülür. En sık görülen komplikasyonlar sekonder bakteriyel pnömoni, akut orta kulak iltihabı ve merkezi sinir sistemi tutulumudur. Kızamık geçiren çocuklarda, özellikle de beş yaşın altındaki çocuklarda, yıllar sonra kızamık nedeniyle beyin iltihabı da gelişebilir. Hastalıklardan korunmak için; En kolay yol aşıdır. Bu aşı canlı bir aşıdır. Bu aşı MMR aşısı olarak bilinir ve 12 ay ile 4 yaş arası çocuklara 2 doz halinde yapılır. Aşı sol kolun üst kısmına deri altından uygulanır. Salgın dönemlerinde 6 aydan büyük çocuklara kızamık aşısı yapılabiliyor. Erken aşılama yapılsa dahi aşının 12. ayda tekrarlanması gerekmektedir. Koruma aşılamadan sonraki 1-2 hafta içinde başlar. Temastan sonraki ilk 72 saat içinde kızamık veya MMR aşısının yapılması korunma için yeterlidir. Temas sonrası aşı yapılamıyorsa 6 gün içerisinde İVİG uygulanarak koruma sağlanabilir” dedi.